• Düşünce,  Müzik,  Sanat

    Müziği Kutsamak ile Müziği Doğru Değerlendirmek Arasındaki Fark

    150 kere okundu


    Müziğin Negatif Amaçla Kullanımı, Öfke ve Şiddet Duygularını Uyandırma Eğiliminin de Olması ve Saldırmadaki Etkisi

    Daha önce müziğin tek başına -ifademle- “nötr” oluşuna, yani iyi veya kötü amaçla da kullanılabilme potansiyeli olduğuna vurgu yapmıştım. Bir araç olan müziğin, bu yüzden tek başına “iyiliğe” veya “kötülüğe” sevk etmesinden söz edilemez. Hangi amaçla, hangi araçla, hangi ortamda kullanıldığına/üretildiğine ve arkasında var olan fikre göre bir hizmette bulunur müzik. Onu dinleyen bilinçlerdeki -önceden mevcut veya müzikle aktarılan- fikir ne ise, müzik o fikri pekiştirip destekler. İyi şeylere hizmet etmek için doğru kabullere, doğru fikirlere, doğru araçlara muhtaçtır. Bu durum, diğer sanat dalları için de geçerli.

     Müziğin, iyilik/güzellik için bunlara muhtaç oluşunun önemli delili, öfke ve şiddeti uyandırabilme yeteneğinin de olması ve ayrıca savaşlarda da bu amaçla kullanılmış olmasıdır. Bu yazıda, pek çok değerli bilgiyi barındıran bazı makalelerden kısa alıntılar yaparak konuyu özetleyeceğim.

     Adnan Menderes Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Geleneksel Türk Müziği Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Oner UZUN ve Dr. Öğr. Üyesi Hülya UZUN’un hazırladığı “Müzikte Şiddet-Şiddette Müzik” başlıklı makalede, müziğin bazı etkileriyle ilgili olarak şunlar belirtiliyor:

     “Müzik insan beyninde sevgi, öfke, korku, coşku vb. duyguların yönetildiği yer olan limbik sistemi harekete geçirmede önemli bir işleve sahiptir.”

     “Müzik; sevgi, coşku, merhamet gibi olumlu davranışlara kaynaklık ettiği gibi; öfke, korku, kaygı vb. olumsuz davranışlara da kaynaklık etmektedir.”

     “Savaşlarda şiddetin arka plan müziği olarak kabul edebileceğimiz marşlar, karşı tarafa yani düşmana saldırma, yok etme veya saldırılara karşı korunmayı pekiştirici de olabilmektedir.”

     “Müziğin şiddeti içermesinin ve şiddet için bir araç olarak kullanılmasının altında yatan sosyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel etkenlerin neler olduğunun tespiti ve önlenebilme, ya da daha aza indirgenebilme olasılığının, disiplinlerarası çalışmalar ile ortaya konulması önerilmektedir.” [1]

     Bir Antik Yunan enstrümanının kullanım amacının incelendiği bir makalede ise müziğin savaştaki etkisi şöyle ifade ediliyor:

     “Müziğin etkilerinin kanıtlanmış olmasıyla birlikte antik dönem toplumları için şunları söyleyebiliriz. Müzik dinletisiyle savaşa gitmeleri esnasında öfke, coşku ve heyecan duygularını harekete geçirmesinin yanında geçmiş yıllarda yaşamış oldukları askerî sıkıntıları da bu duygulara eklemeleriyle, askerlerin rakiplerine korkusuzca saldırmalarını bekleyebiliriz.” [2]

     Aynı çalışmada müzik-duygu araştırmalarının ulaştırdığı sonuç, şu netlikle belirtiliyor:

     “Günümüzde müzik ve duygu konulu yapılan araştırmalar, müziğin insanlarda var olan şiddet duygusunu uyandırma eğilimine de sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.”

     Bireylerin gündelik yaşamda dinlemeyi tercih ettikleri müziğin, öfkelerine ve psikolojik durumları üzerine etkisinin olup olmadığının saptanmaya çalışıldığı, çok detaylı ve değerli verilerin açıklandığı bir çalışmadan ortaya çıkan sonuçların bu yazıyı ilgilendiren özeti de şu şekilde:

     “Müziğin insanlar üzerine olumlu ve olumsuz etkiler oluşturma özelliğinin olduğu araştırma sonucunda görülmüştür.” [3]


    Müziği ve Diğer Sanatları Kutsamanın Sonuçları Ne Olur?

    Müzik ve tabii ki diğer bütün sanat dalları her amaçla kullanılmaya müsait bir özgürlüğe, serbestliğe sahiptirler. Bu, iyi sonuçlanacak şekilde kullanımlarını mümkün kıldığı gibi, topluma zarar verebilecek şekilde kullanımlarını da mümkün kılmaktadır. Bütün bu aktarılan bilimsel ve mantığın ulaştırdığı sonuçlara göre müzik ve diğer sanat dallarıyla üretilen eserleri tamamıyla onaylamak, sağlıklı, temiz ve iyi bir toplumun olmasını hedefleyenlerin yapamayacağı bir şeydir. Müzik ve diğer sanat dallarını kutsamak, yüzeysel ve akıl dışı bir davranıştır.

     Müziği ve diğer sanatları doğru yönlendirilmeye muhtaç birer araç olarak görmek yerine onları kutsamanın ardındaki psikoloji ayrıca incelenebilir, fakat bunun nasıl felaketleri doğuracağı ortadadır. Bu araçları “her şeyin çözümü” gibi sunmak, hem düşünme eksikliğinin bir sonucudur, hem de insanları düşünülmesi gereken önemli gerçeklerden “şirin” bir görünümle uzak tutma niyeti taşımaktadır. Muhtemelen bu tip insanlar sahip oldukları ideoloji sebebiyle, bir araç olan sanatı, zihinlerin yönelmesi gereken esas ve büyük meselelerin yerine koymaya çalışarak -ki bunlar aslında sanatı da kapsar- akılları bu hususlara kapatmaya çalışmaktadır.

    Doğru değerlendirmek yerine, sanatı kutsama konusunda ısrar edecek olanların, birçok sanat eserini dışlayan bir biçimde yeni bir müzik ve sanat tanımı yapması gerekir. Çünkü ancak bu tanımı yaparlarsa zalimlikten belki kurtulabilirler. Fakat bu tanımı yapmaları durumunda da kendi kafalarına göre birçok eseri “sanat dışı” olarak etiketlemiş olacaklardır ki kendilerine “kime sordunuz da dışladınız?” şeklinde haklı bir soru yöneltilir. Özetle bu durum, tuhaf felsefi çelişkiler doğurur.

    Bu yüzden hep daha çok düşünmek ve ondan sonra konuşmak gerekli diyorum. Çelişkiye ve gülünç duruma düşmemek ve topluma gerçekten faydalı olmak için de ciddi düşünmeye ihtiyacımız var.

    Onur Mustafa Ezber


    Kaynaklar:

    [1] UZUN, M. O., & UZUN, Ö. Ü. H. MÜZİKTE ŞİDDET-ŞİDDETTE MÜZİK Öz.

    [2] İkibeş, S. (2021). ANTİK HELEN ENSTRÜMANI AULOS VE ONUN ASKERİ ACIDAN İNCELENMESİ. Balkan Müzik ve Sanat Dergisi3(1), 73-88.

    [3] Sezer, F. (2011). Öfke ve psikolojik belirtiler üzerine müziğin etkisi. Uluslararası insan bilimleri dergisi8(1), 1472-1493.



  • Düşünce

    Müzik Ne Değildir?

    96 kere okundu

    Bu, müzik üzerinde düşünmeye teşvik amacıyla yazdığım bir sorgulama yazısıdır.

    Müzik, sadece amaçla şekillenen bir araçtır ve kimseyi yargılamak gibi bir özelliği yoktur. Yeryüzünde farklı fikirlere sahip her türlü insanın müzikle bir şekilde, az çok ilgilenebilmesinin sebebi de budur. Kaba ifadeyle; önüne gelen müzik yapabilir, iyi insan kötü insan seçmez/seçemez.

    Yetenekli-yeteneksiz ayrımına da inanmadığımı sıklıkla ifade ederim ve bu yakıştırmaları yüzeysel bulurum. Her insan müziğe yeteneklidir, nasıl yetenekli olmasın ki konuşurken bile müzik yapmaya muhtaç! Tabi biz “müzik”ten ne anlıyoruz veya birkaç müzik kültürü/türü ile mi onu sınırlandırıyoruz bunu sorgulamamız lazım.

    Müziğe en uzak görülen insan bile en azından konuşurken fark etmeden farklı sesleri ve belli zamanlamalarla çıkartarak cümlelerinin anlamını netleştirir; mesela “ben müzikten nefret ederim” derken bile müzik yapmış olur. Çünkü buna mecburdur. Tespit etmekte zorlanacağımız kadar farklı sesleri kullanmıştır, hatta sadece tek bir sesle söylemek için kendini zorlasa bile yine müziğin bir parçası olan ritmi kullanmak zorunda kalmış olur. Müzikten kaçamaz, bunları terk ederse mesajı anlaşılmaz. Dilin, kağıtlara yazılmayan parçasıdır müzik. Konuşma sırasında müzik öyle doğal yapılıyor ki zamanla, yönlendirici küçük ek işaretlerin yazımı bile kaldırılıyor, çünkü zaten öyle seslendirilmesi gerektiği bilinir oluyor.

    Müzikle herkes iç içedir ve onu bir araç olarak kullanır. Fakat genelde, mesajını iletmeye çalışırken sesleri farklılaştırıyor olduğunun farkında olanları ve sesleri diğer insanlara göre daha yalın kullananları anlatmak için “müzisyen” kelimesini kullanıyoruz.

    Müzik hakkında herkes kendi bulunduğu noktaya göre farklı şeyler söyleyebiliyor. Onun hakkında bir şeyler söylemek, onu tanımlamaya çalışmak bile araç edinilebilen bir şey. Bu yazıda değinmek istediğim esas nokta da burası. Müziği tanımlamaya çalışırken gerçekten sadece müziğin ne olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa onunla beraber olmasını istediğiniz fikir, davranış, hal, hayat tarzı ve ortam ile bütünleşmiş bir şeyi mi kastediyorsunuz “müzik” derken?

    Müzik hakkında bir şeyler söyleyenler, oturup “müzik nedir?” diye düşünüp eksiksiz ve çelişkisiz bir sonuca ulaşmış da mı konuşuyordur? Yoksa tanımladıkları şey tek başına “müzik” değil de, içinde müziğin de olduğu bir paket mi oluyor? Bunu ifade etmese bile müziği o zannediyor; müziği, onun yanında hayal ettikleriyle ayrılmaz bir bütün zannediyor.

    Müzik hakkında kendimce daha önce tanımlamalar yapmaya çalışmıştım ama bu yazının konusu “müzik nedir?” gibi derin bir mesele değil, daha yüzeysel bir mesele, içinde bir çocuğun bile ortaya koyabileceği tespitleri içeren bir mesele; müzik ne değildir? Müziğin ne olmadığıyla ilgili bu basit ama maalesef yine de gerekli tespitleri yaptıktan sonra ancak müzik nedir diye düşünmeye başlayabiliriz. Konuyla ilgili olarak aşağıdakilerden daha fazla örnek verilebilir, fakat günümüzde ve özellikle toplumumuzda müzikle en çok yapışık algılandığını düşündüklerimi vurguladım. Üzücü ki bunları belirtmeye bile ihtiyaç var. Düşünerek bu 1. basamağın aşılabilmesi gerekiyor ki ötesine geçebilelim.

    * Müzik, şarkı söylemek değildir. > Fakat müzikle beraber bir takım sözler de söyleyebilir ve dolayısıyla şarkı söyleyebilirsiniz.

    * Müzik, eğlence işi değildir. > Müzik bir eğlence aracı olarak kullanılabilir, fakat onunla eğlenilme zorunluluğu yoktur. Her insan kendi kapasitesine göre iç dünyasında müziği farklı değerlendirebilir.

    * Müzik, dans etmek değildir. > Müzik eşliğinde tercihe göre bir takım hareketler yapılabilir ve yine tercihe göre bu hareketler insanlara gösterilebilir. Fakat müziği, böyle hareketler yapıp gösterme amacıyla kullanmayı tercih etmeyen veya hoşlanmayan biri, müziği daha şuurlu ve içten hissederek onu topluma faydalı hale getiren bir müzisyen olabilir.

    * Müzik, klasik batı müziği değildir. > Klasik batı müziği, bir okyanusun, belli dizilimlere bağlı küçücük bir parçasıdır. Klasik batı müziğini tamamen terk eden birini yine sonsuz çeşitlilikte, üretilmiş ve üretilebilecek eser beklemektedir.

    * Müzik, belli bir fikri ve belli bir hayat tarzını zorunlu kılan bir şey değildir. > İstisnasız her fikre sahip ve her karakterde insan müzik yapabilir.

    * Müzik, iyilikler getiren kutsal bir şey değildir. > Müziği kullanarak insanlara niyetinize göre iyilikler yapabilir, hatta belki şifa aracı olarak kullanabilirsiniz. Fakat müzikle insanları rahatsız da edebilirsiniz. Hatta savaşlarda karşı tarafla mücadele etme, dolayısıyla öldürme konusunda cesaretlendirmek için de askerlere belli müzikler dinletilebilmektedir.
    Bununla beraber, müziğin bazı sözlerle birleştirildiğinde nasıl intihar olaylarına sebep olabildiğini bu ülkede de gördük. Niye gördük? Düşünüp sorgulayalım diye gördük…

    Onur Mustafa Ezber